Son yıllarda artan bir hastane dizisi furyası var. Bu furyanın son ürünü ise Kalp Atışı isimli yapım. Genelde eşim bu tür yapımları pek sever. Yerli yabancı bir çok dizi izlemişliği vardır. Bu diziyi de 5 yaşındaki kızımızın dizinin ilk bölümünden sonra doktor olmak istediğini söylemesi üzerine takip etmeye başladım.
Dizi klasik bir hastane dizisi. Acil müdahaleler, ameliyatlar, muayeneler arasında sürüp giden aşk ve ihtiras hikayeleri. Hasta-hekim diyalogları, kurtarılan hayatlarla yaşanan sevinçler, yitip gidenlerin ardından duyulan hüzünler.
Bunun yanında son yıllarda süregelen itibarsızlaştırma kampanyasının sonucundan mıdır bilinmez bir detay daha var artık yeni hastane dizilerinde. Doktora uygulanan şiddet. Hemen her bölümde bir olay var. Bir bölümde doktora demir sopayla saldıran eski bir hastane çalışanı. Bir bölümde doktora silah çeken hasta yakını. Bir başka bölümde yakınının vefat haberinin ardından doktorun boğazına sarılan bir vatandaş. Son bölümde ise nöbet geçiren bir hastanın saldırısına maruz kalan bir doktor.
Şimdi bunlar son zamanlarda karşılaştığımız hastane şiddetinin diziye yansıması mıdır? Bu sahnelerle doktorların yaşadığı zorluklar mı dile getiriliyordur? Yoksa bu sahneler doktor itibarsızlaştırma kampanyasının son ürünlerinden midir? Bu sahnelerle doktorun dövülmesi ve/veya öldürülmesi normalleştiriliyor mudur? orasını bilemem.
Tek bildiğim şey kızımın son bölümü seyrettikten sonra "Bu doktorlara hep vuruyorlar. Ben doktor olmak istemiyorum" sözlerinin ne kadar ağır olduğu gerçeğidir.
Tabiki yıllarını bu mesleğe adamış insanlara reva görülen şiddeti onaylayalım, görmezden gelelim, konuşmayalım demiyorum. Ancak bu kutsal mesleğin zorluklarını anlatırken dozu kaçırıpta uygulanan şiddetin bu mesleğin cilvesiymiş gibi algılanmasına neden olmayalım diyorum. Zira herkes bilir ki, " İlaç ile zehir arasındaki tek fark dozdur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder